BORÇLAR HUKUKU TEMEL
İLKELERİ
Borç tanımı: Bir davranışta
bulunmak, bir şey vermek, bir davranıştan kaçınmak konusunda bir hükümlülüğü
anlatmaktadır. Bu hükümlülüğü taşıyan kişiye borçlu denmektedir. Borçlunun
yerine getirmekle yükümlü olduğu şeye edim denir. Borç, bir edimi yerine
getirme yükümlülüğüne denir.
Borçlar Hukuku, borç ilişkilerini düzenleyen kurallar
bütünüdür. Borcun içeriğini oluşturan eylem, bir davranışta bulunmak, bir
davranıştan kaçınmak veya bir şey vermek biçiminde görülür.
Bir edimi yerine getirmekle yükümlü olan borçlu,
borcunu ifa etmezse alacaklı, devlet zoruyla alacağını veya alacağın yerine
geçecek olan parayı elde etme hakkına sahiptir. Buna borçlunun sorumluluğu
denir. Borçlu, borcunun yerine getirilmesinden mal varlığı ile sorumludur.
İki veya daha çok kişi arasında var olan ve bir taraf
öbür tarafa karşı bir şey yapmak veya yapmamak veya bir şey vermekle yükümlü
kılan hukuk ilişkisine “borç ilişkisi “ denir. Üç unsurdan oluşur; borçlu,
alacaklı, edim. Borç ilişkisi kendiliğinden ortaya çıkmaz. İlişkiyi doğuran
hukuki bir sebep bulunmalıdır.
Borç ilişkisini doğuran sebebe borcun kaynakları
denir. Bunlar;
- Sözleşme,
- Haksız eylem,
- Sebepsiz mal edinmedir.
Hukuki İşlemlerden
Doğan Borçlar: Hukuki işlem, bir
veya birden çok kimsenin hukuki bir sonuç doğurmaya yönelmiş irade beyanıdır.
Hukuki işlemler çeşitli açılardan sınıflandırılabilir.
- Tek taraflı hukuki işlemler: Yalnız bir tarafın irade beyanı ile bir hukuki
sonuç doğmuştur. Örneğin vasiyet, mirasın reddi, takas beyanı vb.
- Çok taraflı hukuki işlemler: Bu hukuki sonucun doğması için de iki taraflı
bir hukuki işlem olmalıdır. Örneğin sözleşmeler.
Hukuki İşlem
Ehliyeti: Bir hukuki işlemin
geçerli olabilmesinin temel koşulu, işlemi yapan kişinin veya kişilerin medeni
hakları kullanma ehliyetine sahip olmasıdır. Doğumdan ölünceye kadar herkes hak
ehliyetine sahiptir. Örneğin bir çocuk, babasının ölümü ile birlikte o andan
itibaren mirası üzerinde hak sahibi olur veya borçlar da o çocuğa ait olur.
Alacaklılar başkalarını sorumlu tutamazlar.
Bir şahsın, kendi irade ve fiili ile hak edinebilme ve
borç altına girebilme ehliyetine fiil ehliyeti denir.
Sözleşmenin Meydana
Gelmesi: Sözleşme; iki taraflı
hukuki bir işlemdir. İki tarafın karşılıklı ve birbirlerine uygun bir biçimde
rızalarını beyan etmesiyle sözleşme tamamlanır. Örneğin iki arkadaş buluşmak
üzere anlaşırsa sözleşme değildir, çünkü hukuk düzenini ilgilendiren bir sonuç
doğurmaz. Buna karşılık iki genç evlenmek üzere birbirine söz vermişse bu bir
sözleşmedir. Çünkü hukuk düzenini ilgilendiren değişiklik olmuştur. Taraflar
nişanlı hale gelmiş, birbirlerine sadakat gösterme ve evlenme borçları altına
girmişlerdir. Nişan bozulursa zarar gören taraf tazminat isteyebilir. Bu
sözleşme aile hukukunu ilgilendirir. Bir sözleşme ekonomik değeri olan borçları
doğuruyorsa borçlar hukuku kapsamına girer.
Bir sözleşme yapma isteğini ve yapılmak istenen
sözleşmenin temel şartlarını içeren irade açıklamasına sözleşme önerisi, icap
denir. İcap tek taraflı bir hukuki işlemdir ve sözleşme yapma çağrısıdır.
Sözleşmenin Şekli: Sözleşmenin
geçerliliği, kanunda açıklık olmadıkça hiçbir şekle bağlı değildir. Kanunda
belli bir şekle bağlı olduğu emredilmişse sözleşme bu şekle uyulmadıkça geçerli
olmaz. Kanun hukuki işlemleri 4 grupta inceler:
- Yazılı şekil, kanun koyucu bazı sözleşmelerin geçerliliğini yazılı şekilde
yapılmış olmasına bağlamış ve yazılı şekli düzenlemiştir. Örneğin kefalet
sözleşmesi, bağışlama vaadi, alacağın temliki gibi… Yazılı şekle bağlı bir
sözleşmenin metni el yazısıyla yazılmış olabilir; imza, borç altına giren kimsenin
el yazısı ile metnin altına atılmalıdır. İmza metin yazılmadan önce, tamamen
veya kısmen boş kâğıda atılmış olsa da (beyaza imza) geçerlidir.
- Resmî şekil; işlemin yetkili bir makam veya şahıs (sulh hâkimi, noter, tapu
memuru…) önünde, kanunların öngördüğü usul ve koşullara uyularak yapılmasıdır.
- Tescil; kanun bir hukuki işlemin geçerliliğini bazen belli bir sicile kayıt
düşülmesine (tescile) bağlamıştır.
- İlan; kanun bazı hukuki işlemlerin ilan edilmesini öngörmüş ve bu ilana belli
hukuki sonuçlar bağlanmıştır.
Sözleşmenin Konusu: Kişisel özgürlüklerin
önemli bir sonucu olarak kişiler herhangi bir sözleşmeyi yapıp yapmamakta,
karşı tarafı seçmekte, dilediği şartlarla kabul etmekte serbesttir.
Borçlar Kanunu tarafların, sözleşmenin konusunu serbestçe tayin edebilmeleri
ilkesine aşağıdaki sınırlamaları getirmiştir:
- Sözleşmenin konusu emredici kurallara aykırı olmamalıdır. Tarafların uymak
zorunda olduğu, analaşarak ortadan kaldırmaları mümkün olmayan kurallar
“emredici” niteliktedir.
- Sözleşmenin konusu kamu düzenine aykırı olmamalıdır. Kamu düzeni, uyulmasında
toplumun kesin yararı olan kuralları ifade eder. Böylece kamu düzenine ilişkin
kurallar daima emredicidir.
- Sözleşmenin konusu kişilik haklarına aykırı olmamalıdır.
- Sözleşmenin konusu ahlaka aykırı olmamalıdır.
- Sözleşmenin konusu “imkansız” olmamalıdır.