Tüketici Hakları Tarihçesi
Dünya tarihinin en eski tüketici ve standart
yasası, Osmanlı Devleti döneminde, II. Beyazıt Han tarafından 1502 yılında
Bursa'da, Bursa Kanunnamesi olarak yayınlanmıştır. Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı 1971 yılında "Tüketici Hakları Birini" kurulmuş ancak uzman
bulunamadığı için altı ay sonra kapatılmış olmasına karşın Ü lkemizde, çağdaş
Tüketici Yasası ise, 1995 yılında 4077 sayılı Tüketicinin Korunması
Hakkında Kanun olarak yürürlüğe girmiştir. 4077
sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, 2003 yılında 4822 sayılı kanunla
günün gereksinimlerine uygun ve daha çağdaş hale getirilmiştir.
14 Haziran 2003 tarihinde önemli ölçüde
değiştirilerek yürürlüğe giren yasa, tüketici kredilerinden ayıplı mala,
taksitli satıştan kapıdan satışa, promosyondan tüketici hakem heyetlerine,
kamusal hizmetlerden, reklamlara kadar bir çok konuda yeni düzenlemeler
getirmektedir. Yapılan tüm bu değişikliklerin amacı, Ulusal Hukuk'u Avrupa
Birliği Hukuku'na uyumlu hale getirmek ve küreselleşen yeni ekonomik düzende
ortaya çıkan yeni hak ihlâllerine karşı koruma mekanizması getirmektir.
Tüketicileri elbette yalnızca Tüketicinin
Korunması Hakkında Kanun korumamaktadır. Başta Anayasamızın 172. maddesi olmak
üzere, 4054 Sayılı Rekabetin Korunmasına Dair Kanun gibi bir çok yasa da
tüketiciyi ilgilendirmektedir. Rekabet Kanunu her ne kadar rekabetin oluşumun
engellenmesine yönelik gibi gözükmekle birlikte tüketicilerin korunmasına ve
teşekküllerin rekabeti engelleyerek tüketicinin aleyhine uygulamalar yapmasını
da engellemesi nedeniyle bir çok maddesi tüketicileri ilgilendirmektedir.
4077 SAYILI TÜKETİCİNİN KORUNMASINA DAİR KANUN
Madde 4/A - Sağlayıcı tarafından bildirilen reklam ve ilânlarında yada
standardında veya teknik kuralında tespit edilen nitelik veya niteliği
etkileyen niceliğine aykırı olan ya da yararlanma amacı bakımından değerini
veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi,
hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren hizmetler, ayıplı hizmet olarak kabul
edilir.
Tüketici, hizmetin ifa edildiği tarihten
itibaren otuz gün içerisinde bu ayıbı sağlayıcıya bildirmekle yükümlüdür.
Tüketici bu durumda, sözleşmeden dönme, hizmetin yeniden görülmesi veya ayıp
oranında bedel indirimi haklarına sahiptir. Tüketicinin sözleşmeyi sona
erdirmesi, durumun gereği olarak haklı görülemiyorsa, bedelden indirim ile
yetinilir. Tüketici, bu seçimlik haklarından biri ile birlikte 4 üncü maddede
belirtilen şartlar çerçevesinde tazminat da isteyebilir. Sağlayıcı, tüketicinin
seçtiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Sağlayıcı, bayi, acente ve 10
uncu maddenin beşinci fıkrasına göre kredi veren, ayıplı hizmetten ve ayıplı
hizmetin neden olduğu her türlü zarardan ve tüketicinin bu maddede yer alan
seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Sunulan hizmetin ayıplı
olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz.
Daha uzun bir süre için garanti verilmemiş ise,
ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile ayıplı hizmetten dolayı yapılacak
talepler hizmetin ifasından itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Ayıplı
hizmetin neden olduğu her türlü zararlardan dolayı yapılacak talepler ise üç
yıllık zamanaşımına tabidir. Ancak, sunulan hizmetin ayıbı, tüketiciden
sağlayıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse zamanaşımı süresinden
yararlanılamaz. Ayıplı hizmetin neden olduğu zararlardan sorumluluğa ilişkin
hükümler dışında, ayıplı olduğu bilinerek edinilen hizmetler hakkında
yukarıdaki hükümler uygulanmaz. Bu hükümler, hizmet sağlamaya ilişkin her türlü
tüketici işleminde de uygulanır.
Anayasamızdan bazı maddeler
Madde 172 . - Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı
tedbirler alır, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini teşvik eder.
Madde 73 . - Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne
göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı,
maliye politikasının sosyal amacıdır. Vergi, resim, harç ve benzeri malî
yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi, resim, harç
ve benzeri malî yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle
oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar
içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir.